Bu hafta, 4 konserden oluşan "Hüseyin Sermet Resitalleri" serisinin üçüncüsünü 27 Nisan pazartesi günü izleme fırsatı buldum. Kadıköy Süreyya Operası'nda gerçekleşen resitalin repertuarında Chopin ve Liszt'in eserleri bulunuyordu. Bir önce yazdığım yazıda resitalden ufak çapta bahsetmiştim, zaten o yazıyı yazdığım sıralarda da biletimi alıyordum. Zira çocukluğumda en sevdiğim besteci olan Franz Liszt ve şuan en sevdiğim besteci olan Frédéric Chopin'in eserlerini bir arada, Hüseyin Sermet'den dinlemek her zaman mümkün olmazdı.
-------------------
This week on Monday 27th , I had the chance to attend to third concert of recital series called "Hüseyin Sermet Recitals" which consist of 4 concerts. Event venue was Sureyya Opera House in Kadıköy, and repertoire of the concert consisted of pieces from Chopin and Liszt. In previous blog post that I've written, I briefly mentioned this event. I booked my tickets while I was writing that post because I knew that listening the pieces of my former favorite composer Franz Liszt and present favorite composer Frédéric Chopin from Huseyin Sermet is not an everyday opportunity.
-------------------
Resital Chopin'in en sevdiğim baladı olan Balad No.1 Sol minör "Polonya Baladı" ile başladı. Yaşadığım duygu yoğunluğunun gerçekten tarifi yoktu. Defalarca dinlemekten her teması hafızama işlenmiş olan bu parçayı dinlerken, gitgide sona yaklaştığımızı farkına varıp, bitmemesini dilediğimi hatırlıyorum. Hüseyin Sermet'in yorumundaki nüans farklılıkları da, benim gibi parçayı defalarca dijital kaynaklardan dinlemiş biri için güzel bir etki oluşturdu. Daha sonra sırasıyla Balad No.2 Fa majör "La gracieuse", Balad No.3 La bemol majör ve Balad No 4. Fa minör baladları birbirini izledi. Özellikle 3 ve 4 numaralı baladları dinlemek bana oldukça keyif verdi.
-------------------
Recital began with my favorite ballad of Chopin which is Ballad No.1 in G minor "Polish Ballade". There is no possible way to describe the intensity of emotion that I felt. I remember myself wishing for this piece to never end. I knew every theme of it because of listening to it repeatedly and I knew it was getting closer to the end every second. As for Hüseyin Sermet's performance, as someone who listened this piece from digital sources many times, I can say that I enjoyed his nuance differences. After first performance, Ballad No. 2 in F major "La gracieuse", Ballad No. 3 in A-flat major and Balld No.4 in F minor followed each other until the interval. I have to say especially ballads number 3 and 4 was a pleasure to listen.
-------------------
Baladların bitmesiyle verilen aranın ardından, Liszt eserlerinin oluşturduğu, resitalin ikinci bölümü başladı. Bu bölüm Liszt'in 5 eserlik si minör piyano sonatını içeriyordu. 30 dakika civarı durmaksızın çalmaya devam eden Hüseyin Sermet ne kadar alkışlansa az idi. Kişisel olarak, Liszt eserlerinden, Chopin'den aldığım zevki alamıyor olsam da, performans harikaydı.
-------------------
After the break, second part of the recital consisting pieces of Liszt began. This part included Liszt's 5 sectioned piano sonata in B minor. I want to say that no amount of applause was enough for Hüseyin Sermet's 30 minutes non-stop performance. Personally, I don't enjoy Liszt pieces as much as I enjoy Chopin, but the performance was definitely amazing.
-------------------
Konser programındaki eserlerin sonuna gelinmesiyle birlikte defalarca ayakta alkışlanan Hüseyin Sermet, hoş bir jestte bulunarak dinleyicilere son bir parça daha yorumladı. Açıkçası bestecisini hiç tanımadığım, adını hiç bilmediğim bir eserdi: Valensiya'dan Vicente Asencio'nun Albada adlı eseri. Konseri kapatmak için çok uygun, sakin, keyifli bir eserdi. Gecenin sonunda, konserleri daha sık takip etmeyi kendime bir dipnot olarak düşerek Kadıköy Süreyya Operası'ndan ayrıldım. Çok güzel bir gece, çok güzel bir dinletiydi.
-------------------
After all the pieces in recital programme were completed, Hüseyin Sermet whom standing applaused by the audience made a gesture and played one last piano piece. To be honest, it was a piece that I've never heard of its name or composer: Vicente Asencio from Valencia, Albada. It was a very suitable piece for finalizing the concert, very calm and pleasant. At the end of the night, I left Sureyya Opera House with an anecdote of following these events more often. It was a great night and a great recital.