21 Kasım 2014 Cuma

Çok Popüler Bir Müzikal Deneyimi: Wicked/ A Very PopuLAR Musical Experience: Wicked

Bugün bahsetmek istediğim deneyim yazının başlığından da anlaşılacağı üzere Wicked Müzikali hakkında. Öncelikle canım arkadaşım/ kardeşim İpek'e bu müzikali görme teklifiyle gittiğimde hevesimi paylaşması ve bununla da kalmayıp müzikal biletimi ısmarladığı için bu yazıda teşekkür etmek istiyorum. Müzikal gününe dönmem gerekirse, Londra' da müzikal deneyimi yaşamak isteyen kişilere yardımı olacağını düşündüğüm bir kaç ipucuyla yazıma devam etmek istiyorum. Öncelikle matineler her zaman akşam şovlarından daha uygun fiyatlı oluyorlar. Yani oldukça uygun fiyatlara bilet bulabilmek, şovu gündüz izleme şansınız varsa oldukça kolay. Buna ek olarak, müzikal günü İpek ve benim yaptığım gibi müzikalin oynandığı tiyatro binasına, şova yaklaşık 1 saat kala gidip son dakika bileti şeklinde gişeye sorduğunuz zaman, biletler daha bile uygun fiyata düşebiliyor. Mümkün olduğunca az maliyetli ve spontane planlar seviyorsanız tam sizlik yani :) Bizim durumumuzda müzikal Apollo Victoria Theatre' da oynanıyordu ve bu tiyatro Victoria metro istasyonundan (doğru kapıdan dışarı çıkarsanız) çıktığınızda karşınızda oluyor, yani ulaşım oldukça rahat. Bileti alıp biraz dışarıda dolaştıktan sonra tiyatro binasına geri döndük ve kendi aramızda komiklikler-şakalar.(yazının yararlılığı ve ciddiyeti bakımından buraya çok fazla değinmeyeceğim :) )
-------------------
Today, as it can be understood from the title, the experience that I want to talk about is Wicked Musical. First of all I want to thank my best friend/ sister İpek for sharing my enthusiasm when I first mentioned that I wanted to see this show and also thank her for buying me my ticket. If I need to talk about the day of the musical, I think it makes sense to mention a few of tricks about watching a musical as affordable as possible. To start with, matinee show tickets are always cheaper in comparison to soiree show tickets. So if you have a chance to watch the shows in day time, it is really easy to find cheaper tickets. In addition to this, if you go to the theatre building 1 hour before the show starts as me and İpek did, you may be able to find "last minute tickets" which are also relatively cheaper than regular tickets. So if you are a type of person that enjoys spontaneous and affordable plans, this is just the perfect situation for you :) In our case the show was in Apollo Victoria Theatre which is right across the road if you take the right exit from the Victoria Rail Station, so it is a really easy place to visit. After buying the ticket and walking around, we returned to theatre an the rest is funny chats until the beginning of the show. (In order to maintain the usefulness and semi-seriousness of this writing, I will not mention this chatting section in more detail :) )
-------------------
Salona girdiğimiz anda sahnenin tepesinde asılı kocaman bir ejderha maketi bizi karşıladı. Müzikale dair böyle dekor detaylarını görmek, kesinlikle şov hakkında daha çok heyecanlanmamı sağlayan bir unsur, hele ki ejderha, baya bir heyecanlandırdı kuşkusuz. Dediğim gibi sohbet ederek zamanı da geçirince şov başlangıç zamanı geldi çattı.
-------------------
The moment when we stepped in, a giant dragon figure greeted us. In my opinion, seeing those tiny bit of decor details of the show makes me even more excited. Especially the dragon .. an excitement factor indeed. As I said the time passed while we were chatting and all of a sudden it was the time for this musical to start.


Bu noktada müzikalin konusundan biraz bahsetmem gerektiğini düşünüyorum çünkü aslında yeni sayılabilecek bir müzikal ve konu orijini her ne kadar Oz Büyücüsü kitabına dayanıyor da olsa, çok çok farklı bir açıyla ve hikayeyle bir anlatım ve işleyiş söz konusu. Hepimizin "Eriyoruuum, eriyoruuum!" anıyla hatırlayabileceğimiz Batı'nın Lanetli Cadısı ve balonunun içinde süzüle süzüle gelen İyi Cadı Glinda' nın aslında bir geçmişi vardır ve işte müzikal tam olarak da bu iki cadının tanışma evresi ve sonrasında geçer. Müzikali anlatıp tabii ki de izlemek isteyenlere kötülük yapmayacağım ama şovun konusuyla ilgili son söylemek istediğim şey belki de her şeyin bize anlatıldığı gibi olmadığı.
-------------------
At this point, I have the feeling that it is going to be usefull if I explain the topic of the musical because it is a relatively new musical and even if the topic is based on Wizard of Oz book, the way that is it explained in the musical is different and interesting. The musical time passes when the Wicked Witch of West who we all may be remember with the "I'm meltiiiing, I'm MELTIIING!" moment and Glinda the Good Witch who shows up in a bubble first met. Of course I don't want to tell the whole story and give spoilers but the last thing I can say based on the topic is: Maybe things are not the way as they seem ..


Ve konudan çok fazla şaşmak istemesem de, çağımız animasyon filmi Shrek' e bile (yalnız 10 sene geçmiş üstünden inanamıyorum!) ilham kaynağı olabilmiş. İlgili kısım için 1.59
-------------------
I don't want to be out of topic really but I need to mention this because it makes me laugh so hard everytime I see this. Even in the movie Shrek you can see the influences of Wicked Witch of the West, can be seen on 1.59


Konudan biraz bahsettikten sonra oyuncular ve müzikal ile ilgili aklımda kalan detaylardan biraz bahsetmek istiyorum. Ekip zaman zaman değişimlere uğramış olsa da, bizim izlediğimiz tarihte Batı'nın Lanetli Cadısı (Elphaba) Kerry Ellis, İyi Cadı Glinda ise Savannah Stevenson tarafından canlandırılmış. Şunu söylemek zorundayım ki Wicked müzikali ile ilgili ilk etkinliğimdi (Her ne kadar kitaplarını edinmek ve okumamak gibi bir saçmalık yapmış olsam da) ve bu yüzden, oyunculukları, karakterleri detaylı eleştirebilecek bir birikimim olduğunu düşünmüyorum. Fakat böyle bir müzikali ilk defa deneyimleyen ve belirli bir beklentiyle gitmeyen biri olarak söyleyebileceğim şey izlerken çok zevk aldığım. Elphaba ve Glinda karakterlerinin ikisi de kişilik ve müzikal açısından başarılı bir şekilde yansıtılmıştı benim kanımca. Onun dışında hatırladığım sahne dekorunun ne kadar başarılı olduğuydu. Filmdeki Oz Büyücüsü projeksiyonunu hatırlarsınız. Böyle bir efekti, müzikalde hakkıyla verebilmek oldukça zor olsa gerek, Glinda' nın baloncuk içinde gelişi vb. Ben müzikal sahne dekorlarının ve sahne efektlerinin çok başarılı bir şekilde tasarlandığını düşünüyorum.
-------------------
After talking about the topic, it may be good to mention characters and things that I mostly remember on the show. Although cast changes all the time, on the date we watched the musical, the Wicked Witch of West (Elphaba) was played by Kerry Ellis and Glinda the Good Witch was played by Savannah Stevenson. I have to say that this was my very first event related with Wicked (Because I was such a genious - serious irony here- that I bought the books and didn't read them) so I definitely don't see myself as someone who can criticize the actors and characters in detail. However I can say that, as someone experiencing this musical for the first time and as someone who doesn't have a certain expectation, I enjoyed the show very much. Both Elphaba and Glinda characters were presented very successfully in terms of musicality and personality. Another thing that I remember is that how amazing the stage decor was. You may remember the projection scene of Wizard of Oz and the scene where Glinda comes in a floating bubble. I think it must be really hard to give such effects in a musical theatre show and I think they definitely succeeded.
-------------------
Müzikleri için zaten söylenebilecek fazla bir şey yok. Defying Gravity ve Popular bölümleri, artık Wicked deyince direkt akla gelen, kült hale gelmiş şarkılar. Hatta "Popular", popüler kültüre dahi yansıyıp MIKA ve Ariana Grande ortaklaşa çalışması olarak karşımıza çıkmış durumda bile.
-------------------
In terms of music, there is really not much to say. Defying Gravity and Popular sections have already become cult songs that come in mind when someone mentions Wicked musical. Even more, "Popular" even influenced current song culture and showed up as a song of MIKA and Ariana Grande.


Defying Gravity ise kesinlikle başlı başına ayrı bir yıldız performans. Şarkının gerektirdiği vokal yetenekler oldukça fazla ve dinlediğiniz zaman kesinlikle tüyleri diken diken ettiğini söyleyebilirim. Tabii anlam olarak taşıdığı önemin de bu etkide payı büyük. Sonuç olarak, karakterleriyle, oyuncularıyla, görsel ve işitsel şöleniyle bu müzikalin kesinlikle görülmesi gereken bir müzikal olduğunu düşünüyorum. Başarısı su götürmez bir gerçek olan bu müzikal şovun şuana dek kazanmış olduğu ödüllerin listesi için yazının sonunda bir link paylaşacağım. Umarım şova ilgisi olan kişilere, şovla ilgili bir şeyler ağzımdan kaçırmadan ufak da olsa bir fikir verebilmişimdir. Şimdilik hoşçakalın :)
-------------------
As for Defying Gravity, it is definitely a show stopper. Vocal skills that this song requires are enormous and it certainly gives you goose bumps when you listen. Of course partial reason of this situation is also related with the significance of the scene. In conclusion, with its characters, performers, visual and audial feast, this is a must seen musical. Indisputable success of this musical can be seen in the following link which includes the award list. I hope I provided some general idea on the show without giving any spoilers :)

Ödül Listesi/ Award List: http://www.wickedthemusical.co.uk/awards.asp

19 Kasım 2014 Çarşamba

Alice Harikalar Diyarında/ Alice's Adventures In Wonderland

Öncelikle yazıya bu Royal Opera House prodüksiyonu olan 2 perdelik bale gösterisini canlı izleyemediğim için duyduğum üzüntüyü belirterek başlamak istiyorum. Benim İngiltere'de bulunduğum süreçte denk gelemediğim bir yapım maalesef ki. Bu yapımı özel kılan şeylerden biraz bahsetmem gerekirse, öncelikle balenin direkt olarak kitaptan olmak üzere, sıfırdan başlanarak oluşturulması. Bunu dediğimde demeye çalıştığım şey aslında şu: Örneğin Fındıkkıran Balesi'ni veya Kuğu Gölü Balesi'ni ele alalım. Bu baleler yıllardır sergilenen, besteleri, karakterleri, kostümleri ve hatta sahne dekorlarına kadar belli olan, farklı opera & bale kurumları tarafından sergilendiklerinde minimal ölçüde değişiklik gösteren baleler diyebiliriz. (Matthew Bourne's Nutcracker'ı ayrı tutuyorum.) Fakat Alice Harikalar Diyarında için bu durum söz konusu değil çünkü baştan aşağı, sıfırdan başlayıp bir balenin yaratılması söz konusu.
-------------------
I want to start by saying how sad I am because of not being able to see this Royal Opera House production live, unfortunately there was no show while I was in UK. One of the factors that makes this production special is that: this ballet being adapted directly from a book and the production started from scratch.What I mean by this is let's take Nutcracker of Swan Lake for instance. These ballet shows have been played for years with already known compositions, characters, costumes and even stage designs. They only show minor differences due to different productions. (Except Matthew Bourne's Nutcracker) However, in the case of Alice's Adventures In Wonderland, whole prodution is created from the beginning.
-------------------


Bale müzikleri Joby Talbot tarafından yazılmış. Müziği duyduğunuzda kesinlikle gerçek dışı bir dünyada olduğunuz çağrışımını yaşıyorsunuz. Bu hissi güçlü bir şekilde uyandırabilmek içinde çan, arp, piyano, ince hafif metal sesi elde edilen çalgıların da bulunduğu bir grup enstrümandan yararlanmış. Sahne dekoru ise yine sihir dolu bir dünyayı çağrıştıracak şekilde Bob Crowley tarafından dizayn edilmiş. Oldukça başarılı bulduğumu söylemek zorundayım. Bütün dekor elementlerinin yanı sıra, 3 boyutlu efekti verilmiş animasyonlar da balede gerektiği yerleri bulmuşlar. Özellikle de balede Alice'in tavşan deliğinden düştüğü, büyüdüğü, küçüldüğü sahneler ve benzerleri göz önüne alınırsa, animasyonun baledeki önemi daha iyi anlaşılabilir. Bu anlamda oldukça başarılı bir iş çıkardıklarını düşünüyorum. Görsel olarak oldukça doyurucu bir bale olduğu kesin.

-------------------
Ballet music is composed by Joby Talbot. When you hear the sound, you definitely get the feeling of being in a surreal world. In order to make people feel this way,  Talbot says that he used tuned percussion instruments, bells, tinkly things, celeste, piano and harps. As for the stage design, Bob Crowley is the designer of this highly magical appearance. I have to say that he did such a successful job. In addition to all decor elements, 3D animations also found their place in the show. Especially if the scenes where Alice falls down through the rabbit hole, she shrinks and grows, importance of animations in this ballet can be clearly understood. I can definitely say that they did a fantastic job and the ballet is very satisfying in terms of visuality as it is satisfying in general.
 -------------------
Prodüksiyondan çıkıp biraz balet ve balerinlerin performansından bahsetmem gerekirse 3 karakter ile ilgili yazmak istediklerim var. Öncelikle favori karakterim Queen of Hearts'tan başlamak istiyorum. Zenaida Yanowski tarafından canlandırılan bu karakter tartışmasız ki 2. perdenin açılışında oldukça öne çıkıyor. Hatta o kadar öne çıkıyor ki, benim bu baleye karşı ilk olarak ilgimin olmasına ve DVD'yi Royal Opera House'tan koşa koşa gidip almama sebep olan aşağıda paylaşacağım video 'da ne kadar eğlenceli bir bale olduğunun sinyallerini veriyor.
-------------------
If I need to talk about performers in more detail, I would like to mention 3 characters exclusively. First I want to start with my favorite character Queen of Hearts. This character (played by Zenaida Yanowsky) outshines at the very beginning of Act 2. She outshines so much that she is the reason why I was interested in this ballet and I bought the DVD in the first place. Performance can be seen below:


Balenin koreografı Christopher Wheeldon'ın da dediği gibi, Zenaida Yanowsky oldukça teatral bir kişilik ve özellikle de Queen of Hearts karakterini oynadığı bölümlerde bu özelliği ile çokça öne çıktığını söyleyebiliriz. Bir diğer favori karakter ise kitapta Mad Hatter olarak geçen fakat balede çok başarılı bir şekilde uyarlandığını düşündüğüm Mad Tapper. Steven McRae tarafından canlandırılan bu karakter kesinlikle bu bale gösterisine tap dansıyla yeni bir soluk getirmiş ve oldukça eğlenceli bir boyut katmış. Son olarak bahsetmek istediğim, tabii ki de balenin ana karakteri Alice, Lauren Cuthbertson. İzlediğiniz zaman gerçekten kendisini karakteriyle özleştirmiş olduğunu görebiliyorsunuz. Mimiklerine kadar o anı yaşadığını, o an gerçekten o Harikalar Diyarı'nda olduğuna sizi inandırabiliyor.
-------------------
As the choreographer Chrsitopher Wheeldon says, Zenaida Yanowsky is a deeply theatrical ballerina and this feature of hers can be seen especially when she plays the character Queen of Hearts. Another favorite character of mine is the one who is mentioned as Mad Hatter in the book but adapted as Mad Tapper in the ballet. Played by Steven McRae, this character definitely brings a different vibe to the show by the tap dance factor and adds another dimension to the ballet. Last but not least I'd like to mention the main character Alice played by Lauren Cuthbertson. She definitely gives you the feeling that she identifies herself as Alice in the show. You can see that she lives the moment from her gestures and at that moment, she makes you believe that you are actually in wonderland.
-------------------
Gerçekten görsel bir şölen olan bu baleyi DVD'den de olsa severek izledim. Bana denk gelmese de İngiltere'de bu sene tekrar sergilenmeye başlayacak olan bu baleyi görmek isteyenler 6 Aralık - 16 Ocak arasında Royal Opera House'ta izleyebilirler. Şimdilik hoşçakalın :)
-------------------
Honestly I watched this visual feast from the DVD and I loved it! Even if I missed it, this show is coming back soon and for people who are interested in seeing this ballet, the time is between 6th of December and 16th of January :)

17 Kasım 2014 Pazartesi

Gereksiz Detaylı Yazılmış Cats Müzikali Hatırası/ Unnecessarily Detailed Cats Musical Experience

CATS müzikalini küçüklüğümden beri hep çok sevmişimdir. Türkiye' ye geliş tarihlerinin, benim yurtdışında olduğum bir döneme denk geldiğini öğrendiğimde gerçekten çok üzülmüştüm. Üzülmemle birlikte müzikali Londra' da yakalayıp yakalayamayacağımı araştırmaya başlamam bir oldu ve Wimbledon' da oynayan, zamanlaması harika olan bir tane buldum. (Buraya sonra geleceğiz ..) Okulumun da paskalya tatili itibari ile kapanmasını hesaba katarak, 7 Mayıs tarihine bir matine bileti aldım ve heyecanla günün gelmesini bekledim. Bu bekleme süreci içerisindeki günlerden birinde üniversiteden öyle bir haber aldım ki pişmiş tavuğun başına gelmeyecek şanssızlık türünden. Onca final tarihi ve haftaları arasından, tüm sene boyunca olmam gereken tek sınav adeta itinayla seçilip 7 Mayıs' a kararlaştırılmıştı. Ben de bu gerçeği zaman içerisinde kabullenip, bir şekilde kendimi müzikale zamanında yetişeceğime dair alıştırmaya çalışıyordum derken sonunda gün geldi çattı. Fakat 3 saatlik lanet sınavım yüzünden düşüncelerim her yerde, kafamın içi orman gibiydi .. Neyse çok lazım(!) sınavımı geride bırakıp müzikale yetişme telaşına ani bir geçiş yaşadıktan ve bir sürü koşuşturmacanın da sonucu olarak New Wimbledon Theatre' a zamanında varmayı başardım. Bir an önce koltuğuma oturup, kendimi uzun süredir görmek istediğim, beni yıllar öncesine götürecek olan bu müzikalin hak ettiği ruh haline girmek istiyordum. Nitekim içeri girer girmez sahne dekoruyla karşı karşıya gelmemle, ekstra bir çaba göstermeksizin o heyecan ve mutluluk içimi kapladı. 
-------------------
I'm in love with the musical CATS since I was a little kid, so I was frustrated when I learned that they would be taking stage while I was away. It didn't take even take me a second to search for a show that I could attend in London and I ended up finding a perfectly timed (I'll be talking about this soon.) one in Wimbledon. By taking the Easter Break in to account, I booked a matinee ticket on 7th of May and began to wait. However later on I learned that the only exam that I had to take in an entire year was on the same day as the musical. (Tell me about perfect timing :) ) Anyway, I accepted the fact and somehow made myself believe that I could make it in time and finally the day came. I managed to make it to New Wimbledon Theatre on time. All I could think of was to sit on my chair and get in the mood for my all time favorite musical and that was exactly what happened when I first saw the stage design and props.

Sonunda zaman gelmişti ve müzikal başlıyordu. Artık CATS' in sembolü haline gelmiş olan parlak sarı kedi gözleri karanlık sahnenin her kenarında ve köşesinde flaşlar halinde yanıp sönmeye başlamış, Aslan Kral' dan Operadaki Hayalet'e, Oz Büyücüsü' nden Grease' e kadar bir çok müzikalin müzikal direktörlüğünü üstlenmiş Anthony Gabriele yönetimindeki orkestra o tanıdık ezgilerle kulağımızı şenlendirmeye başlamıştı. Bu izlediğim versiyon ile ilgili en sevdiğim yönlerden biri de oyuncuların seyirci ile dinamik bir iletişim halinde olmasıydı ki bunun ilk ortaya çıktığı yer de işte tam olarak müzikalin başladığı ilk andı. Etrafımızı kediler sarmıştı! Evet, seyircilerin arasından kedi jest ve mimikleriyle sahneye çıkıyorlardı birer birer. Intro sonrasında Jellicle Cats ile performansları devam etti. Teker teker tüm bölümlerden bahsetmeyeceğim fakat kişisel olarak çok beğendiğim ve eğlendiğim bölümleri anlatmak istiyorum. Birinci perdede en parlayan performanslardan biri kuşkusuz Rum Tum Tugger bölümüne aitti. Zaten her izlediğimde çok eğlenceli bulduğum bir karakter ve gerçekten sahnelendiği esnada koltuğunuzdan fırlayıp "Rum Tum Tugger is a curious cat!" diye kediciklerin arasına katılıp dans edesi geliyor insanın. Bu performansta özellikle hoşuma giden beklenmedik faktör ise, Rum Tum Tugger' ı canlandıran Filippo Strocchi' nin sahneden atlayıp bir seyirciyi kaldırıp onunla dans etmesi oldu. Alışılmışın dışında, zaten müzikalin en hareketli bölümlerinden biri olan bu sahneye, süpriz faktörüyle daha da dinamik bir hava vermeyi başardı. Bu arada Filippo Strocchi' nin önceden canlandırdığı karakterler arasında Grease' den Danny Zuko, Sweeney Todd' dan Anthony, Flashdance' den Nick Hurley ve Saturday Night Fever' dan DJ Monty de var. Birinci perdede parlayan bir diğer karakter olarak beyaz kediciğimizi (Victoria) oynayan Alicia Beck var. Müzikal genel olarak fazla bale figürleri barındırmıyor diyebilirim hele ki solo bale performansları oldukça az. Bu yüzden bu karakterin oynadığı bölümler zaten oldukça ortaya çıkıyor. Yine de oyuncunun, bölümünün gerektirdiği, izlerken bile zorluğu farkedilen denge zorluklarının üstesinden başarıyla geldiğini söylemesem haksızlık etmiş olurdum.
İkinci perde de ise, beni müzikalin tümü göz önüne alındığında en fazla şaşırtan olduğunu söyleyebileceğim bir diğer performans Mr. Mistoffellees karakterini oynayan Joseph Poulton' dan geldi. CATS' in benim izlediğim DVD versiyonunda dikkatimi çekmeyen bir şey farkettim bütün müzikal boyunca kafamı kurcaladı. Mr. Mistoffellees karakteri solosunda kaç tane olduğunu sayamadığım fouette sergiledi. (Fouette' in geçtiği bir başka yer için Black Swan filmindeki o meşhur "Attack it!" sahnesini hatırlayabiliriz, 0.30 sonrası) 
-------------------
It was finally the time for this musical to start. Bright yellow cat eyes were flashing through the dark stage and the familiar melodies played by the orchestra directed by Anthony Gabriele who also formerly directed the orchstras of Lion King, Phantom of the Opera, Wizard of Oz and Grease were bringing joy to our ears. One of the things I liked the most about this version of the musical was the dynamic connection between the audience and the actors which I first observed in the very beginning. Cats were everywhere! They were taking places by using the audience space and interacting with us.  After the into, the show continued with Jellicle Cats performance. I'm not going to mention every song chapter but I want to tell the sections I enjoyed the most. One of the most outshinig performances of first act was Rum Tum Tugger section. (Not so suprised..) The performance just makes you want to jump on stage and dance while yelling "Rum Tum Tugger is a curious cat!". One unexpected and cool factor that I liked was Filippo Strocchi (Rum Tum Tugger) leaping down from the stage and dancing with a spectator. He managed to add more dynamism to this already energetic section by the suprise factor. Danny Zuko from Grease, Anthony from Sweeney Todd, Nick Hurley from Flashdance and DJ Monty from Saturday Night Fever are the other characters that are formerly played by Filippo Strocchi. Another character that definitely shined in the first act is Victoria played by Alicia Beck. I can say that this musical is not mainly related with ballet and there are only few solos. Therefore the parts where Victoria took the stage were already outshining. Nevertheless it would be unfair to not to say that she did an amazing job while performing the moves that requires really high balancing abilites which can be understood even from the audience point of view. In the second act, the most suprising performance regarding whole of the musical belongs to Joseph Poulton who plays Mr. Mistoffellees. I realized something that I didn't notice in the version that I watched from the DVD and it was on my mind all the time after I saw it. Mr. Mistoffellees character performed a number of fouettes (I couldn't count really.) during his solo. (Another scene where you can see fouettes is the famous "Attack it!" scene from the movie Black Swan. After 0.30)


Daha sonra biraz araştırdım ve gerçekten doğru hatırladığımı, izlediğim DVD versiyonunda böyle birşey olmadığını farkettim. 1993 yılında sergilenmiş bir versiyonunda, yine müzikalde izlediğim şekilde sergilenmiş olan bir performansın videosu da internette mevcut. Bale konusunda kesinlikle süper bilgili değilim, 11 yaşına kadar okulumdaki kulüplerde yapıyordum sadece ve sonrasında bağlantım tamamen kesildi. Fakat Joseph Poulton' un tekniğinin mükemmelliğini farketmek için gerçekten de profesyonel olmaya gerek yok zaten. Konumunu ve dengesini bir nebze bile kaybetmedi ve kusursuz bir şekilde solosunu tamamladı. Daha sonra okudum ki, kendisi zaten bale okulu mezunuymuş ve en son 2012 yılında Tanz dergisinde yılın dansçısı seçilmiş. Bu performansıyla da müzikalde kesinlikle parladığını söyleyebilirim. Son olarak da CATS' in en çok bilinen "Memory" isimli parçasını seslendiren Grizabella karakterini oynayan Joanna Ampil' den bahsetmek istiyorum. Kendisine haksızlık etmek istemem, gerçekten kulağımı rahatsız eden, gözüme batan en ufak bir detay yoktu performansında fakat Elaine Paige' in performansının yarattığı hissi yakalayamadığım gerçeğini söylemek zorundayım.
Sahne dekorları, kostümler olması gerektiği gibi çok başarılıydı. CATS müzikalini eğlenceli kılan bir diğer unsur da kesinlikle çok renkli ve hareketli bir şov olmasından kaynaklı bence. Final sahnesindeki o devasa lastiğin üzerinde yükselen Old Deuteronomy ve Grizabella sahnesi oldukça görkemliydi. Sahne ışıkları kesinlikle görsel şölendi. Bütün bu eğlenceye ek olarak bir de perde arasında Old Deuteronomy karakterini oynayan Nicholas Pound' un biletimi imzalamasıyla mutluluğum ikiye katlandı.
-------------------
After a little research, I found out that I was right and there wasn't such a thing on the DVD version of the musical, but the same performance with fouettes can be found in the 1993 verion of the musical. I am definitely not super knowledgeable on ballet. I used to attend classes in my school until I was 11 but it was it. However to be able to understand the perfection of Joseph Poulton's technique, you don't have to be a professional. He completed his solo without losing even tiny bit of his balance or position. After the show, I found out that he completed his training at Central School of Ballet and he was chosen as dancer of the year in Tanz magazine in 2012. I can definitely say that he outshined with his performance. Finally I want to talk about probably one of the most famous song and performance of the musical: Memory - Grizabella (played by Joanna Ampil) I don't want to be unfair to her performance, there wasn't any disturbing aspect in my opinion. However, compared to Elaine Paige version of the performance, I think there was something missing.
Stage desing and costumes were brilliant as it should be because factors that make CATS musical such a fun show are dynamism and brightness in my opinion. I can say that the scene where Old Deuteronomy and Grizabella ascent on top of the giant tire was glorious. Lighting  was also definitely a visual feast. In addition to all this, Nicholas Pound (Old Deuteronomy) signing my ticket doubled my joy for sure.

Çocukluğumdan beri çok sevdiğim bu müzikali canlı olarak izleme fırsatı elde ettiğim için çok mutluyum. Her yaş grubuna hitap eden bu müzikali, gitme fırsatı olan herkesin görmesini öneririm. Şimdilik hoşçakalın :)
-------------------
I feel so happy to be able to watch my all time favorite musical live and I definitely recommend everyone to see it :)